Ergenlik ve Beslenme

Çocukluk çağında obezite sıklığının giderek artması, özellikle beden algısının önem kazandığı ergenlik çağındaki bireylerde, yeme davranışında normalden sapmalara yol açabilmektedir.

Fazla kilolardan kurtulmak amacıyla bilinçsiz diyet uygulamaları sonucunda hızlı kilo kaybı, tüm vücut sistemlerini etkileyebilir ve özellikle ağır hormonal ve metabolik bozukluklara neden olabilir. Bunlar arasında elektrolit dengesizlikleri, hipoglisemik ataklar, ergenlik gecikmesi, kız çocuklarda fazla veya çok adet kanaması, adet geçikmesi, kortizon yüksekliği, insulin-benzeri büyüme faktörü-I eksikliği ve tiroid işlev bozuklukları gözlenen başlıca sorunlardır.

Özellikle 13-14 yaş dönemi en kritik dönemdir ve anoreksiya nervozaya varan yeme davranışındaki bozukluklar en yoğun bu dönemde ortaya çıkmaktadır. Kilo verme amaçlı bilinçsizce uygulanan çok düşük kalorili diyetler, büyümenin ciddi bir ivme kazandığı bu dönemde metabolik dengenin bozulmasına ve endokrin sistemlerin işleyişinin aksamasına yol açar.

Ergen bireylerde bedensel ve cinsel bakımdan hoşnut olunacak bir beden algısına sahip olmak ve bunu korumak en önemli gereksinimlerden biri olup, bu durum kimlik gelişimi ve benlik saygısının oluşması açısından büyük önem taşımaktadır.

Çocukluk yaş grubunda özellikle ergenlerde obezite tedavisi, diğer yaş gruplarına göre daha özenli bir yaklaşım gerektirmektedir. Büyüme ve gelişmenin doruk hız yaptığı bu dönemde, tüm besin öğelerini dengeli olarak içeren, yeterli kaloriyi sağlayan, büyümeyi engellemeden zayıflamayı sağlayacak bir beslenme listesi uygulanmalıdır.

Çok düşük kalorili diyetler ketojenik etki ile yağları değil proteinleri yakmakta ve diyet bırakıldığında yeniden hızlı kilo alımına neden olduğu için sağlıksız bir zayıflama ortaya çıkmaktadır. Yaş, cins ve yaşam tarzına uygun, doktor ve diyetisyen kontrollü dengeli bir zayıflama rejiminin uygulanması, tedavi başarısını artırırken, ortaya çıkabilecek bu tür psikiyatrik, endokrin ve metabolik sorunların önlenmesinde de etkili olacaktır.